Dr. Şeyma Halaç: “Kızamığı durduralım”
Dr. Şeyma Halaç: “Kızamığı durduralım”
Eyüpsultan İlçe Sağlık Müdürü Dr. Şeyma Halaç ülkemizde etkisini arttıran Kızamık hastalığına karşı vatandaşları uyardı. Dr. Halaç yaptığı açıklamada, kızamığın sadece çocuklarda değil, yetişkinlerde de görüldüğünü belirterek. “Eksik aşılarımızı tamamlayalım, kızamığı durduralım” dedi.
Dr. Şeyma Halaç şunları kaydetti:
EKSİK AŞILARIMIZI TAMAMLAYALIM, KIZAMIĞI DURDURALIM!
Kızamık sadece çocukluk çağında değil yetişkinlik döneminde de görülüyor. Peki, bugünlerde sıkça duyduğumuz kızamık hastalığı nedir ve bu hastalığa karşı nasıl bir yol izlemek gerekir? Kızamığa karşı aşı olup olmadığını ya da hastalığı geçirip geçirmediğini bilmeyen kişiler ne yapmalıdır? Kızamık ölümcül olabilir mi? Kızamıktan nasıl korunulur?
Eyüpsultan İlçe Sağlık Müdürlüğü olarak yazımızda bu sorulara ve daha fazlasına yanıt arayacağız.
Kızamık Nedir, Nasıl Bulaşır?
Kızamık hastalığı, kızamık virüsünün neden olduğu tüm vücutta deri döküntüsü ve grip benzeri semptomlara neden olan, her yaşta görülebilen bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır.
Kızamık, enfekte olmuş kişilerin öksürmesi, hapşırması veya konuşması esnasında yayılan damlacıkların solunması ya da bu kişilerin kullandığı nesnelere temas edilmesiyle bulaşır. Bu özellikleri nedeni ile de toplum içerisinde çok kolay yayılır.
Kızamık hastası bir kişiyle temas sonrası hastalığın gelişmesi için gereken süre ortalama 10-12 gündür. Kızamık hastalığı olan kişiler döküntünün başlamasından dört gün öncesine kadar, döküntünün başlamasından itibaren ise dört gün boyunca bulaştırıcı kabul edilmektedir.
Kızamık Hastalığı Belirtileri Nelerdir, Karşılaşınca Ne Yapılmalı?
Hastalığa bağlı olarak ilk günlerde hafif veya yüksek ateş, kuru öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık görülebilir. Üst azı dişlerinin yanındaki dişetlerinde ve yanak içinde beliren, küçük beyaz noktalar (Koplik lekeleri) kızamık için tanı koydurucudur. Daha sonra yüksek ateş (39-40 derece arası), karakteristik döküntü görülür. Döküntü, kulak arkasından başlayarak yüze, oradan gövdeye ve daha sonra da kol ve bacaklara yayılır. Bir süre sonra aynı sırayı izleyerek solar ve yerinde geçici bir renk değişikliği bırakabilir.
Kızamığın kesin tanısı laboratuvar doğrulamasıyla konur. Üstte bahsedilen belirtiler söz konusu olduğunda, en yakın sağlık kurumuna başvurulmalı, gerekli tetkikler yapılmalıdır.
Kimler Kızamık İçin Risk Grubunda Yer Alıyor?
Kızamık hastalığı, sadece çocuklarda değil yetişkinlerde de görülür. Henüz aşı olmamış ve anneden geçen korumanın azaldığı bebekler, okul öncesi dönemdeki çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf kişiler, 2 doz kızamık aşısı yapılmamış kişiler hastalığa yakalanma açısından yüksek riskli gruplardır. Çocukluk çağı daha sık olmak üzere her yaş grubunda görülebilen kızamığa karşı aşısız veya eksik aşılı olmak, uluslararası seyahat öyküsü ve A vitamini eksikliği risk faktörleri olarak göze çarpmaktadır.
Kızamık Hastalığının Tedavisi Nedir?
Kızamık hastalığının kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Kızamık hastalığın tedavisinin esasını destek tedavisi (istirahat, sıvı tedavisi, A vitamini ve komplikasyonlara yönelik müdahaleler) oluşturmaktadır.
Bununla birlikte, kızamık tanısı konduktan sonra, sağlık profesyonellerinden oluşan İlçe Sağlık Müdürlüğü filiyasyon ekiplerimiz kişilere ev ziyareti düzenler, süreç hakkında gerekli bilgilendirmeleri, sağlık tavsiyelerini yapar, uyulması gereken kuralları hatırlatır. Bu süreçte sağlık profesyonellerinin önerileri doğrultusunda hareket etmek oldukça önemlidir.
Kızamık tanısı konduktan sonra dikkat edilmesi gerekenler özetle şöyle sıralanabilir:
- Evde istirahat edilmeli, izolasyon önlemlerine uyum konusunda titizlik gösterilmeli,
- İlçe Sağlık Müdürlüğü filiyasyon ekipleri ile kızamık vakası ile temas halinde olan kişilerin bilgileri, aşı durumları eksiksiz şekilde paylaşılmalı,
- İlçe Sağlık Müdürlüğü Filiyasyon ekipleri ve aile hekiminin önerileri doğrultusunda hareket edilmeli,
- Okul, kreş, iş ortamındaki kişiler, kızamık tanısı kesinleştikten sonra ilgili kurum yetkililerini haberdar ederek kurumlarda gerekli önlemlerin alınması sağlanmalı,
- Eve başka kişilerin ziyareti engellenerek hastalığın yayılmasının önüne geçilmeli,
- Ayrı bir odada kalınmalı ve odaya bakım veren kişi dışında kimse girmemeli,
- Bol sıvı tüketilmeli, gerektiği durumda doktor önerisi doğrultusunda ağrı kesici ve ateş düşürücü kullanılmalı,
- Oda havalandırılmalı, odanın nem düzeyine dikkat edilmeli ve güneş almalı,
- Hastanın bakımından sorumlu kişiler maske kullanmalıdır.
- Bu süreçte muhakkak İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri ile kişilerin kayıtlı olduğu aile hekimliği biriminde çalışan sağlık profesyonellerinin bilgilendirme ve yönlendirmeleri takip edilmelidir.